Gümüşhane merkez Aksu Köyü’nde yapılması planlanan IV. Grup maden ocağı işletmesi projesine yönelik tepkiler büyüyor.
3S Madencilik tarafından yürütülmesi planlanan IV. Grup maden ocağı işletmesi projesine ilişkin verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ve vatandaşlar ortak bir duruş sergiledi.
Kararın iptali için açılan davada bilirkişi heyeti bölgede incelemelerde bulunurken, alanda toplanan siyasi parti temsilcileri, STK’lar ve vatandaşlardan oluşan kalabalık bir grup basın açıklaması yaptı.
Aksu köyü ve civar köy muhtarlarının da desteğiyle alanda toplanan vatandaşlar, siyasi parti temsilcileri ve STK’lar yaptıkları açıklamayla projenin çevresel etkileri ve halk sağlığı üzerindeki potansiyel zararları konusunda endişelerinin göz önünde bulundurulmasını talep etti.
Köy muhtarları, dernek başkanları, vatandaşlar ve Anahtar Parti, CHP ve İYİ Parti yetkililerinin bulunduğu toplantıda yapılan ortak açıklamada bu tür projelerin, doğa ve halk sağlığı açısından büyük riskler taşıdığı açık bir şekilde ortada olduğu vurgulandı.
Açıklamayı okuyan Anahtar Parti İl Başkanı Muhammet Kaya, madencilik faaliyetlerine karşı olmadıklarını aksine, bu projelerin bölgemizdeki istihdamı artırma ve ekonomik kalkınmayı destekleme potansiyeli olduğunu fakat bu fırsatların oluşturulması, çevresel risklerin görmezden gelinmesi veya halk sağlığının tehlikeye atılması pahasına olmaması gerektiğini vurguladı.
Aksu köyündeki projeyle birlikte doğal varlıkların tehdit altına girdiğini ifade eden Kaya, “Ormanlar, su kaynakları, tarım arazileri ve ekosistem üzerinde kalıcı zararlar meydana gelebilir. Mahkeme, çevresel etkilerin incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması yerine, kısa vadeli ekonomik çıkarları ön planda tutmaktadır” dedi.
Tepkilerinin sebeplerini tek tek açıklayan Kaya, “Halk Sağlığı ve Ekosistem Riski: Proje, bölgedeki su kaynaklarına ve flora-fauna dengesine zarar verebilir, bu da hem ekosistemi hem de halk sağlığını tehdit eder. Çevre Kirliliği: Madencilik faaliyetlerinin yol açacağı toz, gürültü, kimyasal atıklar ve görsel kirlilik kalıcı zararlara neden olabilir. Çevresel felaketlere yol açmamak için bu tür projelere daha dikkatli yaklaşılmalıdır. Alternatif Alanlar ve Kamu Yararı: Projenin yer seçimi, sadece ekonomik çıkarlar doğrultusunda değil, halk sağlığı ve çevre güvenliği göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Kararda, alternatif alanların değerlendirilmediği görülmektedir. Ulusal ve Uluslararası Çevre Mevzuatına Uygunsuzluk: ÇED raporlarında, çevresel etkilerin mevzuata uygunluğu konusunda eksik bilgi bulunmaktadır, bu durum çevre hakkı ihlali teşkil etmektedir. Ayrıca, proje alanının ve etkilenme sahasının önemli bir kısmı yöre halkının geçim kaynağı olan mera alanlarını ve hayvancılığı doğrudan tehdit etmektedir. Mera kayıpları ve hayvancılığa elverişli alanların daralması, bölgedeki kırsal yaşamı sürdürülemez hale getirebilir” ifadelerini kullandı.
Bu kararın hem Gümüşhane’nin doğal yapısını hem de vatandaşların yaşam kalitesini tehlikeye atan bir karar olduğuna inandıklarını dile getiren Kaya, “Çevreyi ve halk sağlığını hiçe sayan bu tür kararlar, doğamızı tahrip etmekte ve insanlarımızı tehlikeye atmaktadır. Ancak, hemşehrilerimizin geçim kaynağını iyileştirecek ve istihdam sağlayacak projelere karşı değiliz. İstihdam sağlamak ve bölgesel kalkınmayı desteklemek için doğru yerlerde ve çevresel zararları en aza indirerek yapılacak yatırımların her zaman yanındayız. Fakat bunun için, halk sağlığı ve doğanın korunması adına daha dikkatli bir yaklaşım benimsenmesi gerekmektedir. Yetkilileri, çevresel sorumluluklarını yerine getirmeye ve halk sağlığını ön planda tutarak bu projeyi yeniden değerlendirmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.