Yasaya Sessiz Kalmayacağız #haberi, #haberleri, #Gümüşhane #haber

Anahtar Parti Gümüşhane İl Başkanı Muhammet Kaya, geçtiğimiz günlerde TBMM’de görüşülerek kabul edilen ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İklim Yasasıyla ilgili itirazlarının sürdüğünü ve kamuoyunun bilgilendirilmesini ve itirazlarına açık ve net yanıtlar verilmesini talep etti. Yaptığı açıklamada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasalaşarak yürürlüğe giren İklim Kanunu’nun ardından, kamuoyunda oluşan haklı tepkiler karşısında yetkililerin açıklama..

Yasaya Sessiz Kalmayacağız #haberi, #haberleri, #Gümüşhane #haber
Yazar : Tarih : Okunma : 9 okunma Yorum Yap

Anahtar Parti Gümüşhane İl Başkanı Muhammet Kaya, geçtiğimiz günlerde TBMM’de görüşülerek kabul edilen ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İklim Yasasıyla ilgili itirazlarının sürdüğünü ve kamuoyunun bilgilendirilmesini ve itirazlarına açık ve net yanıtlar verilmesini talep etti.

Yaptığı açıklamada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasalaşarak yürürlüğe giren İklim Kanunu’nun ardından, kamuoyunda oluşan haklı tepkiler karşısında yetkililerin açıklama yapmakta geciktiğini kaydeden Kaya, yapılan açıklamalarda ise halkın endişelerini yatıştırmaya dönük yüzeysel ifadeler tercih edildiğini söyledi.

Yasanın göründüğünden daha fazla kontrol, yönlendirme ve ekonomik baskı içerdiğini ifade eden Kaya, ““Yerli” ve “Milli” demek onu yerli ve milli yapmaz. Yerli olan halktan doğar. Millî olan milletin menfaatini gözetir. Bu yasa ne halktan doğmuştur ne de halkın lehinedir” dedi.

Bu kadar açık risk ve sınırlamaya rağmen neden kamuoyuna yalnızca teknik ve yüzeysel yanıtlar verildiğini sorgulayan Kaya, İklim Kanunu’nun vatandaşın özgürlüğü, üreticinin toprağı ve yerli sanayi üzerindeki etkileri konusunda şeffaf bir bilgilendirme yapılarak itirazlara karşı detaylı ve bağlayıcı cevaplar verilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Biz çevreyi korumaktan yanayız. Ama bu yasa iklimi değil pazarı; doğayı değil, dışa bağımlılığı korumaktadır. Çiftçiye kota, sanayiciye yük, vatandaşa zam getiren bir yasaya “millî” denemez. Bu olsa olsa küresel projelerin milli irade üzerinde vesayet kurmasının “yerlileştirilmiş” adıdır” diye konuştu.

Başkan Kaya, aşağıdaki sorulara net cevaplar istediklerini belirtti:

1.”Karbon ayak iziyle insanların özgürlükleri kısıtlanmayacak” diyorsunuz,
Ancak karbon ayak izine dair izleme ve azaltım yükümlülükleri yalnızca üretim yapan kurumları değil tüm toplumu etkileyecek şekilde düzenlenmiştir. Tüketim ve ulaşım tercihlerine müdahale, özgürlük alanlarını daraltma riskini barındırmaktadır.

2.”Emisyon Ticaret Sistemi sadece sanayiye uygulanacak” diyorsunuz,
Ancak sanayide başlayan karbon maliyetlendirmesi, ürün ve hizmet fiyatları yoluyla vatandaşa doğrudan yansıyacaktır. Bu sistemin zamanla konut, ulaşım ve bireysel tüketimi de kapsayacak şekilde genişletilmesi kuvvetle muhtemeldir.

3. “Tarım yasaklanmayacak, meyve ağaçlarına el konulmayacak” diyorsunuz,
Ancak iklim uyumlu tarım normları ve finansman kriterleri, küçük üreticileri dışlayacak; verimli arazilerin “karbon yutak alanı” ilan edilmesiyle üretici mülkiyeti ve yerel kontrol zayıflatılacaktır.

4.”Çiftçi istediği ürünü ekebilir” diyorsunuz,
Ancak desteklerin yalnızca “uyumlu ürünlere” verileceğini açıkça ifade ediyorsunuz. Bu durum çiftçiyi yönlendirme ve iradesini sınırlama anlamına gelir. Sonuç: üretimden çekilme, kırsalda yoksulluk.

5.”Hayvancılık yasaklanmayacak, yapay et dayatılmayacak” diyorsunuz,
Ancak metan salımı gerekçesiyle hayvancılık küresel ölçekte hedef alınmakta, yapay proteinler teşvik edilmekte ve otlatma alanları “doğal karbon havuzu” ilan edilerek sınırlanmaktadır.

6.”Paris Anlaşması Türkiye’nin kalkınma önceliklerini gözetiyor” diyorsunuz,
Ancak bu anlaşma ile karbon yutak alanı ve arazi bazlı sertifika sistemleri üzerinden kırsal alanlar finansal piyasalara açılmakta; üretici tasarruf hakkını kaybetmektedir.

7.”Kömür ve petrol kullanımı kaldırılmayacak” diyorsunuz,
Ancak fosil kaynaklara finansal erişim sınırlandırılarak yatırımlar bu alanlardan çekilmeye zorlanıyor. Bu durum, yerli enerji politikalarının sürdürülemez hale gelmesine ve dışa bağımlılığın artmasına neden olacaktır.

8.”İklim değişikliği yok diyen cezalandırılmayacak” diyorsunuz,
Ancak resmi görüş dışındaki açıklamalar, “yanıltıcı bilgi yaymak” kapsamında değerlendirilebilir. Bu, ifade özgürlüğü açısından tehdit oluşturmaktadır.

9. “Karbon ayak izine göre vatandaş cezalandırılmayacak” diyorsunuz,
Ancak kredi puanı, ulaşım tarifesi, sigorta primi gibi alanlarda karbon ayak izine dayalı sınıflandırmalar zamanla bireysel ceza, kota veya erişim engeline dönüşebilir.