Gümüşhane Baro Başkanı Av. Metin Aslan, 2025-2026 adli yıl açılışı dolayısıyla yaptığı açıklamada hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkının önemini bir kez daha kamuoyuna hatırlattı.
1 Eylül itibariyle başlayan adli yıl açılışı nedeniyle yaptığı açıklamada adaletin sadece mahkemelerin değil, tüm toplumun ortak vicdanı olduğunu belirten Aslan, yeni adli yılın başlangıcında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak mesleğin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini, toplumun ortak vicdanına katkı sunmak amacıyla bir kez daha kamuoyuna hatırlattı.
Hukuk devletinin ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabileceğini vurgulayan Aslan, “Bu durum yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, doğrudan toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini tehdit etmektedir. Savunmanın ve toplumsal muhalefetin cezalandırılması, aslında adaletin yargılanmasıdır” dedi.
Baroların bağımsızlığına yönelik yargı müdahalelerin de yalnızca yönetimsel bir tasarruf değil, doğrudan hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş ağır bir saldırı olduğunu vurgulayan Aslan, “Baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınması ve yönetimlerine müdahale edilmesi, demokratik meşruiyeti zedelemektedir. Meslektaşlarımız yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermektedir. Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır” diye konuştu.
Öngörüsüzce açılan hukuk fakültelerinin mesleğin niteliğini ve geleceğini tehdit ettiğini ifade eden Aslan, “Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da yeterli değildir; vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması zorunludur” ifadelerini kullandı.
23 Ocak 2025’te açıklanan 2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’nde avukatlara ilişkin hedeflerin dikkat çekici olduğunu vurgulayan Aslan, “Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu hatırlatıyoruz” dedi.
Bu hedeflerin hayata geçebilmesi için toplumda hukuka güvenin yeniden tesis edilmesinin zorunlu olduğunu kaydeden Aslan, “Bu yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil, Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkündür. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı güvence altına alınmadıkça, adalet duygusu onarılamaz” diye konuştu.
Bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatının ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatlar olduğunu dile getiren Aslan, “Avukatların, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş yöneticilerin özgür olmadığı bir ülkede adaletten söz edilemez. Bizler, bağımsız savunmayı, meslek örgütlerimizin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz. Yeni adli yıl, yalnızca yargının kurucu unsurları olan avukat, hakim ve savcıların değil, bütün yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olmalıdır. Yeni adli yılın; bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, yargı mensuplarının ve toplumun tüm kesimlerinin adaletle buluştuğu talimatın kişilerden kurumlardan makamlardan değil hukuktan, kanundan ve vicdandan alındığı, yargıya olan güvenin gerektiği seviyelere çıkarıldığı adaletin sözde değil özde tecelli ettiği bir yıl olmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.